Veronika ölmek istemezse ne olur?

Tayland adında bir ülkenin Samui isimli, egzotik bir adasında, sahile sıfır şık temiz bir resortun odasında uyandım bugün. Hava güneşliydi. Can dostum Nurdan çoktan uyanmış, muhtemelen sahile inmişti bile.

Ve… ben kendimi mutsuz hissediyordum! Ve yalnız… Ve kalbi kırık…

Neden? Cennetteyim ama geçmişimden getirdiğim anılarımı, acılarımı ya da beni buna iten düşünce kalıplarımı yani cehennemimi yanımda getirdim çünkü. Tüm bu kendimle baş başa olduğum, kendimi keşfettiğim zamanlar en derinlere sakladığım birçok duyguyu, yani uyduğunu sandığım o sinsi canavarı uyandırmıştı. Mutsuzluk.

Yanınızda saatlerce en derinlere kadar inip konuşabileceğiniz biri olması güzel. Gözlerimi açıp bedene girmemle başlayan bu gözlemleme modum buhar odasında, hatta masajda da devam etti.

Neden mutsuz oluruz? Eğer mutluluk dış şartlara bağlıysa benin şuan mutlu olmam gerekirdi. Palmiyenin üzerine uçup konan kuşun özgürlüğüne öykünmemem gerekirdi. O zaman nedir bu mutsuzluk? Ve nasıl mutlu olunur?

Bir düşünün hayattan tek beklentiniz nefes almak olsa, her akşam yatarken oh bugün de hayattaydım deseniz, böyle birini ne üzebilir? Böyle biri nasıl da mutlu yaşamaz mı hayatı? Hiç unutmam Paulo Coelho’nun “Veronika ölmek istiyor” diye bir romanını okumuştum. Kitapta intihar eğilimli depresif bir kıza akıl hastanesindeyken bir hastalığa tutulduğunu, her an kalbinin durup ölebileceğini söylemişlerdi. Kız da ilk iş hastaneden kaçmış ve gün doğumunu seyrederken, bunun belki de izleyeceği son gün doğumunu olduğunu düşünerek izlemişti. Şimdi Veronika nasıl mutsuz olabilir ki, hayatta olduğu her an için şükür ederken?

Yani Buda haklı, hayatta bizi mutsuz eden tek şey beklentiler. Araba, ev, kariyer bunları kastetmiyorum sadece, kendimize yakıştırdığımız imajlar, hakkımız olduğunu düşündüğümüz güzellikler, sahibi olduğunu sandığımız insanlar, beklentiler, beklentiler…

Mutlak mutluluk halini buldum, basit yaşa, nefes almaya odaklan, bugün de ölmediğin için şükret, bak nasıl güller açıyor yüzünde…

 

Şükürler olsun, bu yazıyı da yazdım bugün:)))))))))

 

This entry was published on 12/30/2011 at 10:44 am and is filed under Tayland. Bookmark the permalink. Follow any comments here with the RSS feed for this post.

5 thoughts on “Veronika ölmek istemezse ne olur?

  1. Gökçe biz hep seninleyiz, sakın unutma.
    Beklenti içine girmeden, hayatı olduğu gibi akışına bırakmak ve o anı yaşayarak mutlu olmaya çalışmak en doğrusu…

    ACAR ailesi 😉

  2. canlarıııım, biliyorum himalayalara da gitsem kalbimde sizi de götürüyorum. Çok bilge bir cümle kurmuşsun abi, beyaz yakandan sıkılırsan yanıma beklerim:)

    ben mutluyum,
    çünkü ben bir ACAR’ım..hahhaa

  3. Naz Aksoy Fillion on said:

    Tam da beklentiler, dostluklar ve mutluluk uzerine dusundugum su gunlerde senin yazina denk gelmek tesaduf olabilir mi? hic sanmam 🙂 icten paylasimin icin tesekkur ederim.

    Bu arada blogunu herseyiyle cok sevdim, okudugum kadariyla seni de 🙂
    Harika bir gun diliyorum gulucukler ve nefes dolu ❤

    Naz

  4. aynıl on said:

    ben maladaptive hastasıyım ve sonum ne olacak bilmiyorum…

Leave a comment